Tıklama İle Elektronik Ortamda Sözleşme Kurulması

  • Giriş

Elektronik ortamda onaylanarak yürürlüğe alınan sözleşme örneklerine günümüzde sıkça farklı formlarda rastlamaktayız. Bu sözleşmelere ilişkin irade beyanlarının ulaştırılmasında karşılaşılan farklı yöntemlerden onay kutucuğuna tıklanması suretiyle sözleşmeye kabul beyanında bulunulmuş olmasının hukuki geçerliliği yönünden çeşitli makale ve tezler üzerinde inceleme ve derleme yapılarak söz konusu metin oluşturulmuştur.

  • Genel Olarak

Telefon, faks, televizyon, bilgisayar gibi elektronik iletişim araçları aracılığıyla kurulan sözleşmeler, elektronik sözleşmeler olarak adlandırılır. Bir sözleşmenin elektronik sözleşme olarak adlandırılması için internet üzerinden yapılması zorunlu değildir. Ancak günümüzde elektronik sözleşmelerin büyük çoğunluğu internet üzerinden yapılmaktadır. İnternet ortamında kurulan sözleşme ve daha geniş anlamda elektronik sözleşme, satış, kira eser gibi bir sözleşme tipi değildir; tipik ya da atipik sözleşmelerin kuruluş yöntemlerinden biridir.

Elektronik sözleşmeler her ne kadar yeni bir takım iletişim araçları kullanılarak kurulsa dahi, Borçlar Kanunu’nda yer alan sözleşmenin kuruluşuna ilişkin kurallar uygun düştüğü ölçüde elektronik sözleşmeler için de uygulama alanı bulacaktır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 1. maddesinden de belirtildiği üzere sözleşme. tarafların iradelerini Karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulur. Sözleşmenin meydana gelmesi için şart olan karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarından ilkine “öneri” (icap) ; ikincisine “kabul” denir.  Elektronik ortamda kurulacak sözleşmeler için de Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulama alanı bulacağından Fizikî ortamda gerçekleştirilecek bir davranışın irade beyanı olarak adlandırılabilmesi için gerekenler, elektronik ortamda gerçekleştirilen bir davranışın elektronik irade beyanı olarak kabul edilmesinde de geçerli olacaktır. Kişilerin irade beyanını elektronik iletişim araçlarıyla göndermesi mümkündür. Elektronik ortamda irade beyanında bulunmak isteyen bir kişi, çeşitli yollarla bu amacını gerçekleştirebilir. Web sayfasında yer alan ‘Kabul Ediyorum’ (I Accept), ‘Kabul Etmiyorum’ (I Don’t Accept), gibi ifadeler taşıyan bir yeri tıklayarak ya da ilgili yere tıklayarak irade beyanında bulunabilir.

  • Elektronik Sözleşmelerin Kurulması

  • İcap

İnternet aracılığıyla sözleşme yapmak isteyen kişilerin icapta bulunurken yararlanabilecekleri çeşitli yöntemler ve araçlar bulunmaktadır. Elektronik sözleşmeler her ne kadar yeni bir takım iletişim araçları kullanılarak kurulsa dahi, Borçlar Kanunu’nda yer alan sözleşmenin kuruluşuna ilişkin kurallar uygun düştüğü ölçüde elektronik sözleşmeler için de uygulama alanı bulur. Yani elektronik ortamda kurulacak Sözleşme’nin de diğer sözleşmeler gibi; icap ve kabul unsurlarını içerisinde barındırması gerekmektedir. 

Sözleşmenin sunulması bu durumda icap olarak değerlendirilebilecektir. 

  • İcaba Konu Elektronik Sözleşmenin Niteliği

Elektronik sözleşmelerin bir kısmı kuruluş şekli bakımından iltihakî (katılmalı) sözleşme niteliği taşımaktadır. İltihakî sözleşmelerde, sözleşme şartlarının bir kısmını ya da. tamamını taraflardan biri önceden belirlemiş olup, diğer tarafın sözleşmeyi bu şartlar altında yapmak veya sözleşmeyi yapmaktan vazgeçmekten başka seçeneği bulunmamaktadır. Bu tür sözleşmelerde taraflar sözleşmenin. içeriği ve şartları üzerine görüşüp müzakere etmezler. Genel işlem şartları olarak nitelendirilen bu şartlar karşısında, muhatabın iki seçeneği vardır: Ya sözleşmeyi bu şartlar altında. yapmak ya da bu sözleşmeyi yapmaktan vazgeçmek. 

Bu nedenle sözleşmenin kabulde bulunan tarafı tüketici olmasa dahi sözleşme maddeleri yorumlandığında genel işlem şartı niteliği taşıyan hükümler kabul beyanında bulunan taraf lehine yorumlanacaktır. 

  • Kabul

Sözleşmenin kurulabilmesi için, ilgili kişinin, kendisine yapılan. icabı kabul etmesi. ve kabule ilişkin irade beyanının icabı yapana ulaşması gerekir.

Web siteleri üzerinde gerçekleştirilen iletişimde, tarafların doğrudan doğruya karşılıklı konuşması ya da yazışması söz konusu değildir. Web siteleri aracılığıyla gerçekleştirilen. iletişim de kural olarak hazır olmayanlar arasında gerçekleşen iletişimdir. Kullanıcı, ‘Kabul Ediyorum’ gibi bir şıkkı seçmekle. ya da bir kutucuğu işaretlemekle, önceden hazırlanmış sözleşme şartlarıyla bağlı hâle gelir. Bu nedenle, tarafların karşılıklı görüş bildirme ya da tartışma imkânının olmadığı web siteleri yoluyla. gönderilen öneri ve kabul beyanları, hazır olmayanlar arasında gönderilen beyanlardan sayılmalıdır.

Kabul beyanını içeren iradenin karşı tarafa ulaşması ile sözleşme kurulmuş sayılır.

Elektronik irade beyanı, irade beyanının elektronik ortamda gerçekleştirilmiş hâlidir. Fizikî ortamda gerçekleştirilecek bir davranışın irade beyanı olarak adlandırılabilmesi. için gereken hususlar, elektronik ortamda gerçekleştirilen bir davranışın elektronik irade beyanı. olarak anlamlandırılmasında da geçerlidir. Bu bakımdan, elektronik irade beyanından söz edilebilmesi için fiil iradesinin, beyan bilincinin ve hukukî. sonuç iradesinin, elektronik ortamda dış dünyaya açıklanması gerekir.

Elektronik irade beyanı, internetin, verilerin gönderilmesinde en hızlı yöntemlerden bir olması sayesinde, günümüzde oldukça yaygın ve önemli hâle gelmiştir. Bununla birlikte, elektronik irade beyanında, özellikle iradenin oluşması aşamasında birtakım sorunlar yaşanabilmektedir. Bu tür irade beyanında, sadece tek bir kutucuğa tıklanarak önceden hazırlanan koşul ve şartların, çoğu kez hiç okumadan kabul edilmesi mümkündür.

Sözleşmenin kurulması web siteleri aracılığıyla gönderilen öneri veya kabulün, muhatabın bilgisayarına veya internete erişim sağlayabilen bir cihaza, ulaşmasıyla olur. 

Türk Borçlar Kanunu hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anını 11. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.

MADDE 11- Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler, kabulün gönderildiği andan başlayarak hüküm doğurur.

Açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm doğurur.

  • Elektronik Ortamda Yapılan Sözleşmenin İspat Şartına İlişkin Değerlendirmeler
  • Borçlar Kanununu Bakımından

Borçlar Kanunun 14. maddesi; 

Yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur.

Kanunda aksi öngörülmedikçe, imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçları ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinler de yazılı şekil yerine geçer.

şeklinde düzenlenmiştir.  

  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu Bakımından

Sözleşmelerin geçerlilik şekli ve ispat şekli birbirinden farklıdır. Borçlar Kanunu bakımından geçerlilik şekil şartına sahip olmayan sözleşmelerin bile Hukuk Muhakemeleri Kanunda belirlenen şartlara göre ispatlanması gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 200 senetle ispat zorunluluğunu düzenlemiştir. Değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçen sözleşmelerde ispatın senetle sağlanması gerekecektir. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanununun 199. maddesinde yer alan düzenlemeye göre elektronik ortamdaki veriler belge olarak kabul edilmektedir. 

Belge

MADDE 199- (1) Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. 

Belgeler ise Hukuk Muhakemeleri Kanununun 202. maddesinde delil başlangıcı olarak kabul edilmiştir. 

Delil başlangıcı

MADDE 202- (1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.

(2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.

Kanunun lafzından çıkarılan sonuç; elektronik ortamdaki verilerden olan log (erişim) kayıtlarının, senet ile ispat edilmesi gereken durumlarda delil olarak sayılmamalarına  karşın delil başlangıcı olarak kabul gördükleridir. 

Tek başına sözleşmelerin tıklama ile onaylanmasına ilişkin log kayıtlarının delil başlangıcı sayılması uyuşmazlığın ispatında tanık dinlenebilmesi imkanını tanımıştır.  

  • Elektronik Ortamdaki Verilerin Delil Başlangıcı Olarak Kabul Edilmesi Hakkında Yargıtay Kararları
  • Yargıtay 22. Hukuk Dairesi  2015/30849 E. , 2018/8977 K. Sayılı İçtihat Metni

‘’Davalı tarafça 15.06.2010-23.11.2012 tarihlerini kapsayan log kayıtlarının dosyaya sunulduğu ve bu kayıtların detaylı olarak incelenmediği anlaşılmıştır. Mahkemece, çalışma gün ve sürelerinin davalı işverence sunulan bilgisayar log kayıtları, log kayıtlarının bulunmadığı çalışma dönemi. bakımından tanık beyanları ve banka açılış ve kapanış saatleri birlikte değerlendirilmek. suretiyle denetime elverişli olacak şekilde hesaplama yapılarak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının fazla. çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.’’ 

Yargıtayın bu kararında görülmektedir ki işveren’in sunduğu log kayıtlarının fazla mesai yapılması konusundaki uyuşmazlıkta dikkate alınmaması bozmayı gerektirmiştir. 

  • Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/2718 E. , 2020/128 K. Sayılı İçtihat Metni

“Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkar edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 Sayılı HMK 200. maddeye göre, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı. ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını. geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme. veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.

Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış. değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın. açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.

Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. Somut olayda, davacı iş bedelinin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin. delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi, davacının açık rızası ve delil başlangıcı. niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. Davacı iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 Sayılı HMK’nın 200. maddesi hükmü gereği, senetle ya da yemin deliliyle ispat etmek zorundadır. Ancak davacı sözleşme ilişkisini yasal deliller ile kanıtlayamamıştır.

Fotoğraf çekimleri tek başına delil olarak kabul edilemez. Ayrıca davacının, dava dilekçesinde ayrıca ve açıkça yemin deliline dayanmadığı da görülmüş olup, yemin teklif hakkının hatırlatılması da söz konusu olmayacaktır. Davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü hatalı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.” 

Karardan özetle yazılı şekil şartı bulunmayan sözleşmelerde dehi ispat için senet varlığı aranmaktadır. Senet ve ikrar gibi kesin delil bulunmadığı hallerde ise delil başlangıcı niteliğindeki belgelere dayanılması ve tanık dinletilmesi mümkündür. 

  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18591 E.  ,  2019/7222 K. Sayılı İçtihat Metni

“HMK’nun 199.maddesinde ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” şeklinde düzenlemenin mevcut olmasına rağmen, davacı tarafından sunulan whatsapp yazışmaları ile davacıdan borç alındığı iddiasının mahkemece değerlendirilmediği görülmüştür. O halde, mahkemece, davacı tarafından dosyaya sunulmuş bulunan yazışmalar üstünde değerlendirme yapılmak ve gerekirse uyuşmazlık konusunda uzman bir bilirkişi marifeti ile yapılacak inceleme sonucu denetime elverişli rapor alınıp, kayıtların belge niteliğinde olup olmadığı araştırılıp HMK’nun 202.maddesi gözetilerek, bu tür belgelerin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edileceği hususu da değerlendirelerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Yargıtay kararından çıkarılacak sonuç delil başlangıcı niteliğinde olan elektronik ortamdaki verilerin gözetilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmektedir. 

  • Zaman Damgalı Log Kayıtlarının Delil Değeri

Zaman damgası, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda “Bir elektronik verinin, üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve / veya kaydedildiği. zamanın tespit edilmesi amacıyla, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından elektronik imzayla doğrulanan kayıt” şeklinde tanımlanmaktadır. Herhangi bir olayın ne zaman meydana geldiğini, genellikle saniyenin. küçük bir kısmına yakın bir doğrulukta, tarih ve zaman olarak tanımlayan bir karakter veya kodlanmış bilgi dizisidir.  Belli bir verinin belirtilen bir tarihte var olduğunu kanıtlamak. için zaman damgaları kullanılmaktadır.

  1. Hukuk Dairesi         2015/8735 E.  ,  2016/2009 K.

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 07/03/2008 tarihli Satış Yetki Sözleşmesi ile. davalı tarafından geliştirilen gümrük yazılım ürünleri ile müvekkili şirket tarafından geliştirilmiş elektronik /mobil imza ve zaman damgası modüllerinin entegre şekilde. satılmasının kararlaştırıldığını, davalının sözleşme gereğince yaptığı satışları müvekkiline bildirme yükümlülüğünün bulunduğunu, davalının bildirdiği 15 adet satışa istinaden. düzenlenen faturanın(…)sözleşmeden doğan %3 gecikme faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı taraf 457 adet firmaya demo kurulumu yaptığını ikrar etmiş ise de, bu kurulum henüz uygulanmaya başlanmamış olan e-beyanname sisteminin tanıtımı amacını gütmekte olup davacıya bir alacak hakkı kazandırmayacağı, satışının gerçekleştiğine yönelik herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.200TL’nin 05/04/2009 temerrüt tarihinden itibaren aylık %3 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  • Atipik Sözleşmelerin Kurulması Kapsamında Kanun Maddesinin Değerlendirilmesi 

Borçlar Kanunun 14. Maddesi yazılı şekil şartına sahip olan sözleşmeler için düzenleme getirmektedir. Yazılı şekil şartına tabi sözleşmelerde dahi “teyit edilmiş olmaları kaydıyla” çeşitli iletişim araçları vasıtasıyla kurulan metinler yazılı şekil şartını taşıyan sözleşmeler olarak kabul edilmektedirler. 

Atipik Sözleşmeler kanunlarda düzenlenmemiş sözleşmeler olup ve şekil serbestisine sahiptirler. Yani bu sözleşmelerin yazılı olarak yapılması gerekmemektedir. Ancak sözleşmede geçerlilik şartı olarak yazılılık aranmasa da ispat şartı olarak aranmaktadır. Sözleşmenin kabulünün delil niteliği taşıması için ıslak imzanın hüküm ve sonuçlarını doğuran elektronik imza ile imzalanması ya da Borçlar Kanunu madde 14’de belirtildiği üzere teyit edilmiş olmaları kaydıyla. çeşitli iletişim araçları vasıtasıyla kurulmaları gerekmektedir.  Bun nedenle geçilebilmesi adına elektronik imzaya bil alternatif olarak sözleşmenin kurulmasını sağlayacak olan kabul beyanının teyit edilmesi koşulu gündeme gelmektedir. 

Buna ilişkin benzer bir düzenleme 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda (mülga) da bulunmaktadır. Mülga TKHK.m.9/A 2. fıkrasındaki düzenlemeye göre “Mesafeli satış sözleşmesinin akdinden önce, ayrıntıları Bakanlıkça çıkarılacak. tebliğle belirlenecek bilgilerin tüketiciye verilmesi zorunludur. Tüketici, bu bilgileri edindiğini yazılı olarak teyit etmedikçe sözleşme akdedilemez. Elektronik ortamda yapılan sözleşmelerde teyid işlemi, yine elektronik ortamda yapılır”. 6502 sayılı  Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ise bu hüküm mevcut değildir. Yalnızca bilgilendirilme konusunda ispat yükü satıcı ve sağlayıcıya yüklenmiştir.

Bu bilgiler ışığında; Atipik Sözleşmelerin de tıklama yolu ile onaylanması ve geçerli bir sözleşme olarak kurulması mümkünken, ispat açısından sadece delil başlangıcı niteliği taşıyacaktır. Delil başlangıcından öte delil olarak kabul edilebilmesinin yolu Borçlar Kanununun 14. Maddesi uyarınca. “teyit edilmiş olması” kaydına bağlı olacaktır. İlgili maddedeki düzenlemeye göre teyit edilmiş sözleşmeler yazılı şekil şartını sağlamaktadırlar. Yazılı şekil şartına uygun olarak kurulan bir sözleşme  ise senet niteliği taşıyacaktır. Senetler ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 200’e göre delil olarak kabul edilmiştir. 

  • Sözleşmenin Onaylanacağı Ve Teyit Edileceği Sisteme İlişkin Tespit Ve Öneriler

Elektronik ortamda tıklama ile kurulan sözleşmelerde kabul beyanına. ilişkin beyanın delil niteliği taşıması için teyit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca genel hükümler çerçevesinde değerlendirildiğinde tüzel kişiler arasında akdedilecek sözleşmelerde, sözleşmeyi onaylayan gerçek kişinin. tüzel kişiyi temsil etmeye yetkili olup olmadığı önemlidir. Tüzel kişiler arasında elektronik ortamda kurulacak Sözleşme açısından yalnızca “kabul ediyorum” şeklinde bir onay kutucuğu vb. bulunan örneklerde kabulün. geçerliliği ve tüzel kişiliği Sözleşmenin bağlayıcılığı konusunda belirsizlik yaratabilmektedir. 

Tüzel Kişi yetkilisinin sözleşmeyi tıklayarak onaylayan kişi olmasını gerektiren bir elektronik sistem kurulmalıdır. 

Sisteme yetkisiz kişilerin giriş yapmasının önlenmesi için; Şirket yetkilisine/imza yetkilisine/şirket sahibi gerçek kişiye giriş yapılabilmesi için bir onay kodu gönderilmesi mümkündür. Bu onay kodu; SMS ya da E-posta ile gönderilebilir. Böylece yetkisiz kişiler tarafından sözleşmenin onaylanmasının önüne geçilmiş olacaktır. Sözleşmenin yetkisiz bir kişi tarafından onaylanması hukuki işlemi sakatlayacaktır. 

Sözleşme tıklanarak onaylandıktan sonra giriş yapılması için onay kodu gönderilen telefon numarası ya da e-posta adresine teyit edilmesi için bir başka onay kodu gönderilmesi ya da benzeri bir yolla tıklama suretiyle sözleşmeyi onaylayan taraftan; sözleşmenin kurulması yönünde iradesi olduğunu teyit eder nitelikte bir sistem kurulmalıdır. Sözleşmenin tıklanmasına ilişkin  log kayıtlarının tutulması ispat açısından yeterli olmayacağından mutlaka teyit edilmesi gerekmektedir. 

  • Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/9617 E.  ,  2016/4542 K. sayılı İçtihat Metni 

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun 4. maddesinde “Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri hemen kabul edilmezse; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur. Telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim. sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır.”, hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı başlıklı 14. maddesinin 1.fıkrasında Yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin. imzalarının bulunması zorunludur. 2. fıkrasında Kanunda aksi öngörülmedikçe, imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmaları kaydıyla. faks veya buna benzer iletişim araçları ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen. metinler de yazılı şekil yerine geçer.” düzenlemesi bulunmaktadır. Yasanın 14/2 fıkrasında sözleşmenin oluşması için unsurlar açıklanmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 199. maddesinde “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı. veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” düzenlemesi bulunmaktadır. 

(…) Taraflar arasındaki iletişim, telefon, elektronik posta ve faks vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir. Elektronik posta iletişiminin işleyişinde taraflar arasında doğrudan doğruya bir iletişim bulunmadığından elektronik posta. ile yapılan irade beyanı hazır olmayanlar arasında yapılmış bir irade beyanıdır. Elektronik posta vasıtasıyla iletişimde yazılı metnin muhatabın elektronik posta adresine gönderilip muhatabın. elektronik posta kutusuna kaydedilmekle öneri (irade beyanı) muhatabın hakimiyet alanına girmiş sayılır. Öneriyi kabul beyanı elektronik. posta veya onun hızına eş değer bir iletişim yolu. ile telefon, faks veya teleks yolu ile de yapılabilir. Öte yandan bu iletişim yolları ile kurulan kira sözleşmesinde kabul ve sözleşmenin kurulduğu anın kullanılan iletişim yollarının özelliğine göre Borçlar Kanun’unun konuyu. düzenleyen ilgili maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Bu bağlamda davacı ve davalı şirketlerin e-posta. adresleri, faks numaraları ve bu yerlere gönderilen postalar ve diğer yazışmalar üzerinde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. 

  • Sonuç

Elektronik sözleşmelerde icabın yapılmasında, klasik iletişim araçlarından farklı olarak, web sitesi veya elektronik posta. gibi araçlar kullanılmaktadır. İcabın yapılmasında farklı araçlar kullanılmış olsa dahi, bir beyanın icap niteliği taşıması için. aranan şartlar, web sitesi veya elektronik posta aracılığıyla açıklanan irade beyanları için de geçerli olacaktır. Dolayısıyla web sitelerinde yer alan bilgiler, sözleşmenin objektif bakımdan esaslı unsurlarını içermesi ve satıcı veya hizmet sunan tarafın yapmış olduğu teklifi ile bağlı olmadığını gösteren. bir ifadeyi içermemesi halinde icap olarak nitelendirilebilir.

İcaba cevap olarak sözleşmelere tıklama ile kabul beyanında bulunarak elektronik ortamda kurulmasında sonuç olarak;

  • Elektronik ortamda tıklama sureti ile sözleşme kurulması mümkündür. 
  • Kabul beyanı yerine geçen tıklamalara ilişkin log kayıtları tutulmalıdır. Bu log kayıtlarının tutulması sözleşmenin ispatı bakımından. tek başına yeterli olmayacak, sadece delil başlangıcı niteliği taşıyacaklardır. 
  • Elektronik ortamda, elektronik imza kullanılmadan. sözleşmenin senet sayılabilmesi için BK madde 14 öngörülen şekilde teyit edilmelidir.  Sözleşmenin teyit edilmesi hem sözleşmeye. kabul beyanında bulunanın doğru kişi olduğunu kontrol etmeye hemde sözleşmenin. delil niteliği taşıyabilmesini sağlamaya hizmet edecektir.