DAVA : Müstehcenlik suçundan sanık B.D.’ın bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda: atılı suçtan mahkumiyetine dair Eskişehir 3. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 1.6.2010 gün ve 2010/131 Esas, 2010/628 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Suça konu cd içeriklerinin bizzat mahkemece ya da tayin edilecek uzman bilirkişiler tarafından izlenerek görüntülerin ar ve haya duygularını incitip incitmediği, cinsi arzuları tahrik ve istismar eder nitelikte genel ahlaka aykırı olup olmadığının saptanması ve bu nitelikte ise söz konusu cd’lerin içerdiği pornografik görüntülerin, yargılamayı yapacak görevli mahkemenin tespitinde de esas teşkil edecek şekilde, 5237 Sayılı T.C.K.nın 226/3 ve 4 üncü maddeleri açısından, çocukların yer aldığı veya şiddet kullanılarak hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışların yer alıp almadığı, yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bu tür görüntüler bulunması durumunda, 5235 Sayılı Kanunun 11 inci maddesi ve 5271 Sayılı C.M.K.nın 4 üncü maddesi gereğince asliye ceza mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği gözetilmeksizin, polis memuru bilirkişi tarafından tanzim olunarak cd içeriklerinin soyut olarak müstehcen görüntü ve sözleri içeren ürün niteliğinde olduğunu bildiren ve mahkemece suçun unsurlarının tespiti için gerekli ve yeterli açıklamayı taşımayan bilirkişi raporuna dayanarak, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi,

Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19.12.2002 tarih, 2002/497 Esas ve 2002/822 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün, aynı Mahkeme tarafından 06.05.2010 tarihli Ek Karar ile ele alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği görülse de, Ek Kararın kesinleşip kesinleşmediğinin dosyadaki ilamdan anlaşılamadığı bu bakımdan kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik araştırmayla yazılı biçimde hüküm kurulması, Kabule göre de;

Sanığın oluşa uygun şekilde sabit görülen eylemine uyan 5237 Sayılı T.C.K.nın 226/1-d maddesinde hapis cezasının yanında para cezası da öngörüldüğü halde, sanık hakkında yalnızca hapis cezasına hükmedilmesi,

Mahkumiyetin sonucu olarak 5237 Sayılı T.C.K.nın 53/3 üncü maddesine göre 53/1-c madde ve bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileriyle ilgili hak yoksunluğun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu haricindekiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 Sayılı Kanunun 8/1 inci maddesi gözetilerek ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla C.M.U.K.nın 321 ve 326 ncı maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 14.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.