CEVAP 150 :
Konuya ilişkin T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2008/4-351 K. 2008/350 T. 30.4.2008 tarihli kararının ilgili bölümü aşağıdaki gibidir:
DAVA : Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 17.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.2.2006 gün ve 2005/243 E. 2006/55 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 13.3.2007 gün ve 2006/4651 -2007/3146 sayılı ilamı ile;
( … Davacı vekili dava dilekçesinde davalının A. Üniversitesi’nin internet sitesine kayıtlı tüm liste üyelerine gönderdiği e-mail’de davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek manevi tazminat istemiştir.
Davalı, dava konusu e-mail’in özel bir ileti olduğunu, başkalarına yanlışlıkla gönderildiği ve hakaret içermediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalının davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, karar davacı yanca temyiz edilmiştir.
Davacı A. Üniversitesi Rektörü, davalı da aynı üniversitede öğretim üyesidir. Bir öğretim üyesinin üniversite Rektörlüğü’nden bilgi edinmek için yapacağı başvuru ile ilgili davalıdan görüşünü sorması üzerine, davalı yanlışlıkla tüm liste üyelerine gönderdiği dava konusu e-mailde “bilgi edinme başvurusu yapmak iyi fikir ama giriş kısmı çok O. K. kokuyor. Adama bel altına vurmak için koz verme. Sadece soruları sor derim ben. Geçireceksen de sorular içerisinde sor o kendisi sana saldırsın…” demektedir.
Dosya içinde bulunan idari soruşturma evrakları ve diğer kanıtlardan dava konusu e-mail de davacının kastedildiği ve içeriği itibariyle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü gerekir. E-mail’in liste üyelerine yanlışlıkla gönderilmesi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak bir durumdur. Yerel mahkemece bu yönler gözetilmeden davanın reddedilmiş olması bozma nedenidir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.