17/11/2022 tarih ve 32016 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Medya Paylaşımlarının disiplin cezası olmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 18/10/2022 tarihli ve 2018/36352 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi Kararına Konu Olayın Özeti

Başvuru konusu olay, kamu görevlisi olan başvurucunun sosyal medya hesabı üzerinden “Su katılmamış bir evetçiden yüzlerce kez yapılmış bir öz eleştiri” başlığı ile yapmış olduğu paylaşımın Antalya Körfez Gazetesi’nin 26/04/2017 tarihli sayısında çeşitli eklemeler yapılarak “ASAT’ı (Antalya Büyükşehir Belediyesi Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü) Karıştıran Paylaşımlar” başlığıyla haberleştirilmesi ve bu olayı takiben Başvurucunun 14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (e) alt bendi uyarınca “Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunduğu” gerekçesiyle uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ile vuku bulmuş olup anılan disiplin cezası, başvurucunun karara karşı yaptığı itirazın disiplin kurulu tarafından reddedilmesi ile kesinleşmiştir. 

Başvurucu, hakkında tesis edilen disiplin cezasının iptali istemiyle Antalya 2. İdare Mahkemesi’nde dava açmış ve mahkeme dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.  Davalı idare, iptal kararına karşı istinaf talebinde bulunmuş ve Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi (BİM) başvurucunun üzerine atılı bulunan fiili işlediği sonucuyla mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.

Başvurucu, disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuştur.

Anayasa Mahkemesi yaptığı  değerlendirmede aşağıda sayılan ilkeleri göz önüne alarak incelemede bulunmuştur:

  • Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
  • Başvurucunun sosyal medya paylaşımıyla devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunması nedeniyle uyarma cezası ile cezalandırılması ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahaledir.
  • Hizmet dışında kullanılan ifadelerin dile getirildiği koşullar gözetilmeli ve yapılan ifade açıklamasının kamu görevlisinin bulunduğu konum ve üstlendiği devlet görevinin (içeriğiyle birlikte değerlendirildiğine) itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte olduğu ortaya konulmalıdır.
  • Yapılan düşünce açıklamasının kamu hizmetlerinin sürekliliğini, etkinliğini, verimliliğini ya da gereği gibi yerine getirilmesini ne şekilde etkilediğinin ve cezayı gerekli kılan sonuçların neler olduğunun veya bu tür sonuçlara neden olmasının kuvvetle muhtemel olduğunun ortaya konulması gerekir.
  • Değerlendirmelerin oldukça açık, spesifik ve tekil olarak yapılması gerekmektedir.
  • İfade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olması gerekir.

Anayasa Mahkemesi kararında aşağıdaki konularda tespitlerde bulunmuştur:

  • İdare ve BİM, başvurucunun yapmış olduğu sosyal medya paylaşımıyla tabi olduğu statü hukukuna yakırı hareket ettiği sonucuna varmıştır. Kanun koyucunun beklentisi başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlükler alanında kamu görevlilerinin sıradan bireylere göre daha fazla sınıflandırılmaları yönündedir. Kişi, kamu görevine kendi isteği ile girmekle bu statünün getirmiş olduğu ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılır. 
  • Devlet memurlarının da birer birey olduğu, siyasi görüş sahibi olma, ülke sorunlarıyla ilgilenme, tercih yapma gibi sosyal yönlere sahip olma haklarının bulunduğu göz ardı edilmemelidir.
  • Kamu görevlisinin ödev ve sorumluluk derecesinin bulunduğu konum ve görev yaptığı alanla bağlantılı olarak belirlenmesi gerekmektedir.
  • Kamu görevlisinin cezalandırılmasının zorunlu bir sosyal ihtiyaca karşılık geldiği gösterilmeli, düşünce açıklamasının kamu görevini etkileme derecesiyle orantılı bir disiplin cezasına hükmedilmelidir.

Anayasa Mahkemesi’nin İnceleme Sonucunda Aldığı Karar

Anayasa Mahkemesi, 18/10/2022 tarihinde verdiği kararla başvurucunun sosyal medya paylaşımı ile devlet memuru vakarına yaraşmayan tutum ve davranışta bulunması nedeniyle uyarma cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğu değerlendirmiş ve başvuruya konu demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmayan müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verilmiştir.

Karar Özeti

  • Yapılan düşünce açıklamasının kamu hizmetlerinin sürekliliğini, etkinliğini, verimliliğini ya da gereği gibi yerine getirilmesini ne şekilde etkilediğinin ve cezayı gerekli kılan sonuçların neler olduğunun veya bu tür sonuçlara neden olmasının kuvvetle muhtemel olduğunun ortaya konulması gerekir.
  • İfade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olması gerekir.
  • Devlet memurlarının da birer birey olduğu, siyasi görüş sahibi olma, ülke sorunlarıyla ilgilenme, tercih yapma gibi sosyal yönlere sahip olma haklarının bulunduğu göz ardı edilmemelidir.